Ad

Besler Şifa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Besler Şifa etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Şifa Yolu Başlangıç Seminerleri

Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi eğitimleri başlıyor. Ücretsiz eğitimler doğaya ve pikniğe gitmeden bilmeniz gerekenleri ele alıyor. İlk önce bu projede neler var ve görülen eksiklikler, helali arama neden ve stratejileri, güvenilir ve helal ürün üretmek, doğada bitkileri toplama ve kurutma yöntemleri, doğada acil ilk yardım dersleri olacak.



Proje kapsamında eğitimlerimiz;

1. Ders:

Genç Lokman Hekimlerin İhtiyaçları

Mustafa Çetin,

23 Haziran 2022, Perşembe, 21.00.

2. Ders:

Helal Hassasiyeti ve Arama Stratejileri

Mehmet Çobanoğlu

Gıda Mühendisi

24 Haziran 2022 Cuma, 21.00.

3. Ders:

Helal Kozmetik ve Şifalı Ürünler Üretmek

Uzman Ali Rıza Kurum

27 Haziran 2022- Pazartesi, 21.00.

4. Ders:

Şifalı bitkiler nasıl toplanmalı ve kurutulmalı

Prof Dr. Fatih Satıl 

28 Haziran 2022- Salı, 21.00.

Şifalı Bitkiler Nasıl Toplanmalı ve Kurutulmalı (Prof. Dr. Fatih Satıl)

Saat: 28 Haz 2022 08:30 ÖS İstanbul

Zoom Toplantısına Katılın

https://us06web.zoom.us/j/9163150566?pwd=dTVreXJLQXFzdVNrTUp0aVpZUzdJUT09

Toplantı Kimliği: 916 315 0566

Parola: 1


5. Ders:

Doğada Acil İlk Yardim

Doç. Dr. Medet Korkmaz

1 Temmuz 2022- cuma, 21.00

Besler Şifa Atölyesi tarafından organize edilen ve Küresel Çevre Fonu (GEF) Küçük Destek Programı (SGP) Türkiye tarafından desteklenemey uygun görülen Sakin şehir Güdül Şifa Yolu Projesi açılış çalıştayı ile başladı.


Proje eğitimleri için instagram hesabımızı takip edebilir ve bildirimleri açarak anında haberdar olabilirsiniz.

Tıklayınız:

www.instagram.com/beslersifa



Sakin şehir Güdül Şifa Yolu Projesi Başladı

 Küresel Çevre Fonu (GEF) Küçük Destek Programı (SGP) Türkiye tarafından desteklenemey uygun görülen Sakin şehir Güdül Şifa Yolu Projesi açılış çalıştayı ile başladı. Çalıştayda proje takdimi, Ankara’da yapılan tıbbi ve aromatik bitkiler çalışmaları  ve Prof. Dr. Fatih Satıl ve Prof. Dr. Gülendam Tümen konuyla ilgili sunumları yapıldı. Çalıştay programı Güdül’de yapılan ziyaretler ve arazi çalışmalarıyla devam etti.

Proje planını takdim eden proje koordinatörü Cemile Çetin, atölyenin güzel işler başardığını ve bundan sonra da “Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu Projesi” kapsamında çeşitli faaliyetler yapmayı hedeflediklerini belirtti. Konuşmasında; “Özellikle bir aydır incelediğimiz çalışmalar, Güdül'de yetişmesi muhtemel bitkiler ve tıbbi aromatik bitkiler ve GEF SGP projelerinden oluşan doğal hikâyeler bize önümüzde neler yapmamız gerektiğini işaretini verdi. Umuyorum ki bu projede SGP’nin iyi uygulama örneği projelerinden biri olur.” dedi. Güdül Belediyesi ve Güdül Orman İşletme desteğini beklediklerini ifade etti.

Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Birim sorumlusu Abdülkadir Arslan, yaptığı sunum ile Ankara Gölbaşı ilçesinde yapılan tıbbi ve robotik bitki ekim ve dikim çalışmalarına yer verdi. Çiftçi eğitimleri, kümelenme, mikroklima alanları oluşturma ve ara- nihai ürün elde etme çalışmalarını belirtti. Safran reçeli, hasat şenliği, aronya üretimi gibi konularda bilgiler verdi. Ankara Belediye Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi olarak Nallıhan vadisinde ve Gölbaşı kampüsünde tıbbi ve aromatik bitkilerden üretim alanları oluşturduklarını belirtti.

Tıbbi ve aromatik bitkiler ile ekoturizm ve etnobotanik konulu sunum yapan Prof. Dr. Fatih Satıl; Eko turizmcinin yörenin ekonomik durumunu geliştiren faaliyetler yaptığını ve çevreye duyarlı bireyler olduğunu belirtti. Çok çeşitli eko turizm faaliyetleri olduğunu belirtirken yörede bulunan etnobotanik kullanım özelliklerinin, butik üretimler pazar yerlerinin, halk hikâyelerinin, anıt ağaçların, fotoğraf çekim yerlerinin, hasat şenliklerinin, festivallerin, gastro turizmin, butik konaklama tesislerinin, doğal güzelliklerin, termal kaynakların önemli olduğunu ifade etti. Proje konusunda ekoturizm ve doğa yürüyüşleri kapsamında haritalandırmalar, lokasyonların hikâyelerinin ortaya konulması, ekoturizm güzergâhlarının duyurulması gerektiğini ifade etti.

Tıbbi aromatik bitkiler ile nihai ürün elde etme yolları sunumunu gerçekleştiren Prof. Dr. Gülendam Tümen; Tıbbi ve aromatik bitkilerin genel kullanım alanlarına değindi. İyi üretim uygulamaları konusunda tecrübelerini paylaştı. Tıbbi ve romantik bitkilerden nihai ürün elde eden böyle atölyelerin ve aromaterapi çalışmalarında; üretim koşullarını, raf ömrünü, biyolojik aktivite deneylerini, toksik zehir testini, doz araştırmalarını, endikasyonları, Avrupa Farmakopesi standartlarına uyum konusunda çalışmaları yapması gerektiğini ifade etti.

Arazi çalışmasında Güdül pazar yeri, Tahtacıörencik, Yeşilöz, Yelli, Karacaören, Kayı ve Kavaközü olmak üzere 6 köyde etnobotanik ve ekoturizm destinasyon araştırması yapıldı.

Proje eğitimler, arazi ziyaretleri ve yeni girişimlerle devam edecektir. 



























Açılış Çalıştay haberi basında; 

Ticari Hayat Gazetesi: http://www.ticarihayat.com.tr/haber/Sakin-Sehir-Gudul-Sifa-Yolu-Projesi-basladi/122156

İstiklal Gazetesi: https://www.istiklal.com.tr/haber/sakin-sehir-gudul-sifa-yolu-projesi-basladi/696822

Yeniufuk Gazetesi; https://www.yeniufukgazetesi.net/Güdül- sifa-yolu- projesi çalıştayı-7580-haberi


İki Sempozyum İlanı

 Geleneksel Gıdalar Sempozyumunu, 24-26 Kasım 2022 tarihleri arasında Bursa Uludağ Üniversitesi ev sahipliğinde hibrit olarak gerçekleştirecektir.


https://gelenekselgidalar.org/tr/



 02-04 Aralık 2022 tarihlerinde Balıkesir’de “Geçmişten Günümüze Balıkesir’in Kültürel Mirası Uluslararası Sempozyumu” düzenlenecektir.

Yüz yüze ve çevrimiçi olarak düzenlenecek olan sempozyum, Balıkesir’e ait kültürel miras bağlamında ortak kültür, dil, tarih, edebiyat, coğrafya, sanat, musiki, mimari, din, eğitim vb. konuları içeren bildirilerin yer alacağı yeni bilimsel çalışmalarla geçmişten günümüze ışık tutmayı amaçlamaktadır. Balıkesir’deki konaklama ve yemek giderleri Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanacaktır (Yol ücretleri hariç).

http://www.balikesir.edu.tr/site/icerik/gecmisten-gunumuze-balikesirin-kulturel-mirasi-uluslararasi-sempozyumu-4541



Tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanım tarihçesi

Tıbbi ve aromatik bitkilerin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Hakkâri’nin güneyinde Kuzey Irak’ın kuzey sınırında bulunan Şanidar mağarasında Neanderthal insana ait iskeletlerin bulunduğu mezarlarda tıbbi ve aromatik bitkilere ait polenlere bolca rastlanmış olması M.Ö. 50.000 yıllarında o bölgede tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanıldığının kanıtı olarak gösterilmektedir. Son 5000 yıllık dünya tarihinde bütün uygar kavimlerin bıraktığı eserler bitkileri hastalıkların tedavisinde kullandıklarına işaret etmektedir. Bunlar arasında Asurluları, Sümerleri, Hititleri, eski Mısırlıları ve daha yakın zamanlarda Roma, Grek, Bizans ve Osmanlı medeniyetlerini sayabiliriz. Geleneksel Çin Tıbbi ile Hindistan alt kıtasında hüküm süren Ayurveda, Siddha ve Yunani tıp sistemleri de çok köklü bir geçmişe sahiptir (www.derki.com).

“Pontos Kralı Mithridates (MÖ 132-63) zehirlenmelere karşı panzehir olarak hazırladığı (terkibinde 48 drog bulunuyordu) ilaçlarla çok ünlenmişti. Mithridates'in ilaçları sonradan Tiryak (Theriacd) adıyla meşhur olmuştur.

1539'da Kanuni Sultan Süleyman tarafından annesi Hafize Sultan adına Manisa'da yaptırılan darüşşifanın ilk başhekimi olan Merkez Efendi tarafından yapılıp halka dağıtılan 'Mesir Macunu' da bir nevi tiryak idi ve yapısında 41 farklı drog bulunuyordu.

Sümerlilerin başını çektiği Eski Mezopotamya tıbbında tedavide sihirli sayıların gücüne inanılır, 3 ve 7'nin katlan bu amaçla çok tercih edilirdi. Eski Mısırlılar, tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanımı konusunda oldukça ileri bir seviyeye ulaşmışlardır. Örneğin 1872 yılında Ebers tarafından keşfedilen ve MÖ 1550 yılına ait olduğu tahmin edilen bir papirüste 450 kadar hastalıktan ve bu hastalıkların tedavisinde kullanılan bitkisel ve hayvansal ilaçlardan bahsedilmektedir.

Modern tıbbın kurucusu sayılan Hippokrates (MÖ 460-377) külliyatında 236 tür tıbbî bitkiden ayrıntılı olarak bahsetmektedir. Eski Yunan tıbbini devam ettiren Roma İmparatorluğu döneminde Plinus (MS 23-79), Dioscorides (MS 40-90) ve Galenos (MS 129-199) gibi dünyaca ünlü tıp hekimleri yetişmiştir. Galenos, bitkilerden ilaçların nasıl hazırlanacağını tarif etmiş ve bunlara 'Galenik preparartlar' denilmiştir.

Tıbbi Ve Aromatik Bitkiler Ve Homeopati
18. yüzyıla gelindiğinde en önemli tıbbi uygulamalardan birisi de homeopati olmuştur. Homeopati ilk defa Samuel Hahnemann (1755-1843) tarafından bilimsel olarak araştırılmaya başlanmıştır, Homeopatide temel yaklaşım; her bir hastalığın gözle fark edilebilen belirtileri vardır ve bu hastalık bu belirtileri sağlıklı insanlarda doğal olarak gösteren bitkilerle tedavi edilebilir. Örneğin soğan doğranırken doğal olarak gözler yaşarır. İşte, göz yaşarması şeklinde belirtiler veren bir hastalığın tedavisinde de soğan kullanılır. Yine, ısırgan otu ciltte tahriş yapar; homeopatik ilaç olarak ta cilt tahrişlerine iyi gelir (BAŞER, 1997).

Fitoterapi ve Aromaterapi
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) tarifine göre bitkisel ilaç; bitkisel drog ve karışımlarını olduğu gibi veya değişik preparatları halinde biyoaktif madde olarak taşıyan tıbbi ürünler veya müstahzarlardır. Tıbbi ve aromatik bitkiler ve bitkisel ilaçlar kullanılarak yapılan tedaviye 'Bitkilerle Tedavi' anlamında 'Fitoterapi' denilmektedir. Bu terim ilk olarak Fransız hekim Henri Lecreck (1870-1955) tarafından kullanılmıştır. Modem tıp ile geleneksel tıp arasında önemli bir köprü görevi gören fitoterapi, insan sağlığı hususunda en ucuz ve en sağlıklı tedavi şekillerini araştırmaktadır.

20. yüzyılda bitkisel ilaçlar ve geleneksel tıp hekimliği uygulamaları yeniden büyük önem kazanmaya başlamış, örneğin ünlü bitki bilimci Alferd Vogel (1902-1996) 1952 yılında yayınlandığı "the Nature Doctor “adlı kitabında doğada her şeyin bir denge halinde olduğunu, bu nedenle hemen yanı başımızdaki bitkileri kullanarak doğal tedavi yöntemleriyle kendi kendimizin doktoru olması gerektiğini söylemiştir.” (BAŞER, 1997)

Ateşin bulunması gibi doğal unsurlar keşfedildikçe yine doğal bir unsur olan bitkilerde de hem ilaç hem besin açısından bir arayış olmuştur. Fakat bunun akabinde gelişen teknoloji ile bitkilerin yerine geçebilecek sentetik ve kimyasal maddeler bitkisel kullanımı azaltmıştır. Yine bunun akabinde doğal olmayan unsurların hayatımıza kattıkça bir şeylerin değiştiğini fark etmiş ve sonuçta doğaya dönüş başlamıştır. Bilim dünyası teknik ve teknolojik gelişmeler kat etmesiyle gelişmiş ülkelerin doğal bitki kaynaklarına talebi artacaktır. Doğal kaynaklara olan talep ile eczacılık, peyzaj, ilaç, kozmetik, parfümeri ve gıda sektörlerinde bitkisel ürünlere olan talep sürekli artış göstermektedir. Bu eğilim “Doğaya Dönüş”, “Yeşil Dalga”, ”yeşil-doğal hayat” ve “Yeşil Devrim” gibi sloganlar ile ifade edilmekte ve önemi vurgulanmaktadır.

Tıbbi ve aromatik bitkiler baharat, ilaç sanayi, meşrubat, parfüm, sabun, şekerleme, kozmetik(krem..vb), diş ve şifalı macunlar, şifalı ve dinlendirici çay imalatı, esans, aroma (hoş koku), vb. gibi birçok alanda kullanılmaktadır.

Çeşitli deneme yanılma yolları ve hayvanları izleme yöntemleri bitkilerin çiçek, meyve, tohum, sap, yaprak, kök, kabuk gibi değişik organ ve parçalarını çiğneyerek, tadından ve kokusundan onların faydası veya zehirliliği konusunda bilgilenmeleri, kullanmaları, toplamaları, biyoaktif maddeleri içeren bileşenleri tespit ile çeşitli ilaçlar elde etmişlerdir.  Bunun sonucu bitkiler hem temel besin hem de ilk ilaç kaynağı olmuştur.

  1. Baydar, H.  Tıbbi Aromatik Ve Keyf Bitkileri Bilimi Ve Teknolojisi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Yayın No:51, Isparta, 2007
  2. Başer, H.C., Tıbbi ve aromatik bitki Ve Baharatların Dünyada Ve Türkiye’de Ki Ticareti Ve Talep Durumu”, Tarım Orman Ve Köyişleri Bakanlığı Dergisi, 53 (1990), 18-22
  3. Başer, H.C.,Sustainable Wild Harvesting Of Medicinal And Aromatic Plants: An Educational Aprroach, Harvesting On Non-Wood Forest Products, Seminar Proceedings, Menemen-İzmir, Turkey, 2000
  4. Baytop, T., Anadolu Dağlarında 50 Yıl (1944-1998), İstanbul,1998
  5. Toksoy, D., Gümüş, C., Ayyıldız, H., , Türkiye’de Orman Kaynaklarının Durumu Ve Tıbbi ve aromatik bitkilerin Ticareti Üzerine Bir Değerlendirme, Orman Ve Ekonomi Dergisi, 8 (2003), 7-14


Bu yayın Ankara Sincan- Besler Şifa Atölyesinde hazırlanmıştır.

Beyaz Zambak Sabunu -

 Beyaz Zambak (Latince: Lilium candidum); Linalol, vanilin, terpineol, feniletil alkol, palmitik asit, sinnamik asit ve benzoik asit bakımından zengin olan zambak yağı; cildin doğal parlaklığını artırmak için pigment lekelerinin görünümünü iyileştirmek, güneş lekesi, yaşlılık kırışıklıklarına faydalıdır. Vucudu nemlendirir. Zambak Sabunu cildi gerginleştirici ve sıkılaştırıcı özelliğe sahiptir ve oldukça hoş kokulu bir banyo sabunudur. 

Türk hamam ve banyo kültürü, temiz bir yaşamın kültürel yansımasıdır. Bu kültür gelişirken temizlenmenin sağlık üzerindeki etkileri keşfedilmiş ve bunu daha etkin hale getirecek unsur olan  doğal kürlerde geliştirilmiştir. Bu kür süreci neticede sağlık üzerinde önemli etkisi olan doğal Osmanlı Bitki Sabunlarını ortaya çıkarmıştır. 

Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, günümüzde; doğal bitkiler ile tedavinin vazgeçemeyeceğimiz bir unsur olduğunu da ispat etmiştir. İşte bu unsurların bileşiminden ortaya çıkan ürün ise doğal sabunlardır.   Her bir bitkisel özün farklı tedavi ve sağlık destekleyicisi olarak kullanımında yola çıkılarak üretilen doğal sabunlar, sağlığa zararlı hiçbir madde içermezler. 

Doğal sabunların içeriğinde aşağıdaki maddeler kesinlikle kullanılmaz;

*Her tür hayvansal yağlar ve don yağlar yoktur.

*Kimyasal köpürtme maddesi olan sodium lauryl sülfat içermez.

*Petrokimyasal maddeler yoktur.

*İnsan bünyesine zararlı maddeler içermez.

*Yapay koku vericiler esanslar, aromalar, boyalar kesinlikle kullanılmamaktadır.

*endüstriyel metotlarla değil, geleneksel metotlar ile atölyemizde üretilmektedir. 



Kaliteli Uyku, Sağlıklı Bünye

Bilim insanları kısa uyku süresi ile kilo alımı arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalıştı. Bu amaçla, günde 7 saatten az uyuyan42 katılımcının yarısına, günlük uyku sürelerini uzatmak ve uyku kalitelerini artırmak için çeşitli tavsiyeler verildi. Deney sonucunda uyku süreleri artan katılımcı grubunun aynı zamanda günlük basit şeker tüketimlerinin ortalama 10 gram azaldığı görüldü (URL-2).  

bilindiği gibi yetişkinler için tavsiye edilen günlük uyku süresi 7-9 saattir. Eğer uyku süresi yeterli ve uykunuz kaliteliyse gün boyu sağlıkta kalırsınız. Uyku kalitesi için buhurdanlıkla yatak odasını lavanta kokusuyla iyileştirin. Kaliteli uykuyla böylece sağlıklı bünyeye sahip olursunuz.

Özet olarak uyku süresi yeterince olursa şeker tüketimi azalır ve sağlıklı bünyeye sahip olursunuz.

URL-2; https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/daha-saglikli-beslenme-daha-iyi-uykuya-bagli

Bu yayın Ankara Sincan- Besler Şifa Atölyesinde hazırlanmıştır.









Haricen Ve Dâhilen kullanmak ne demektir?

Tıbbi ve Aromatik Bitkiler kullanımı genel olarak 2’ye ayrılır. Bitkilerle tedavi edici etken maddesinden (drog) faydalanarak “fitoterapi” ve kokusu tadı gibi aroması ile faydasına başvurulan “aromaterapi” olarak ayrılabilmektedir. Hem fitoterapide hem de aromaterapide droglar; haricen veya dâhilen kullanılmaktadır.

Dâhilen Kullanmak nedir?

Dâhilen kullanılan ilaçlar çay, hap, çiğ, macun, şurup ve toz şeklinde hazırlanmakta olup daha çok çay şeklinde tüketilmektedir. Tedavide kullanılan bu çaylar infüzyon, dekoksiyon veya soğuk maserasyon şeklinde hazırlanmaktadır.

Haricen Kullanmak nedir?

İlâçlar için yutulmadan, vücuda dışarıdan uygulanmak suretiyle kullanılır anlamındadır. Diğer bir anlamda merhem, krem gibi ürünlerin üstünde yazan ve bunları derinin dışından tatbik etmenizi yememenizi öğütleyen uyarıdır.

Besler Şifa Atölyesi, Ankara Sincan'da faaliyetlerine devam etmektedir.



© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.