Ad

agroekoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
agroekoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Eylül Dünya Turizm Günü'nü Ekoköy Evinde Dünya Turizm Gününü kutluyoruz.

Dünya Turizm Örgütü (WTO)’nün önerisi üzerine, Turizm bilincinin geliştirilmesi ve bu alanda yaşanan gelişmelerin diğer ülkelere de aktarılarak deneyimlerin paylaşılması amacıyla, Birleşmiş Milletlerin 1980 yılında aldığı kararla, her yılın 27 Eylül günü, “Dünya Turizm Günü” olarak kutlanmaktadır.

Dünya ekonomisinde çok önemli bir yer tutan ve 50 den fazla sektörle etkileşim içinde bulunan turizm sektörü, yarattığı iş kolları ve istihdam olanakları ile sürekli gelişim gösteren bir endüstridir. Turizmin giderek çeşitlenmesi, tüm yıla yayılması ve insanların gezi alışkanlıklarının değişmesi her yıl daha fazla insanın seyahat etmesine ve dolayısıyla sosyal ve kültürel etkileşimin artmasına olanak sağlayarak dünya barışına da katkıda bulunmaktadır.

Sürdürülebilir turizm prensibinden hareketle, gelecek kuşaklara sürdürülebilir bir çevre ve temiz bir gelecek bırakma vizyonu ile günümüzde ekolojik ve biyolojik çeşitlilik dengesini bozmadan günün ihtiyaçlarını karşılamak, turizm pazarlaması açısından önem arz etmektedir. Gelecek kuşakların turizmin gelişmesinden payını alabilmesi amacıyla, istikrarlı ve rekabet edebilir nitelikte istihdam gücü yaratarak, yenilenebilir kaynakları değerlendirerek, nitelikli kalkınmaya da katkı sağlayan bilinçli tüketim ve eğitimi göz önünde bulunduran sürdürülebilir turizm politikalarımızın tüm sektörel paydaşlarımız ile birlikte bütüncül bir yaklaşımla turizm faaliyetlerimizi planlamamız gerektiğine inanıyoruz.

Güdül'ün doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri ve turizm potansiyeli, gelişmişliğin, refahın ve uzlaşma kültürünün en önemli bileşenlerinden olan turizmin büyük bir potansiyele sahip olduğunu göstermektedir. Bu sebeple, Güdül'ün turizm alanında bireysel, toplumsal ve küresel düzeyde daha fazla zenginlik ve barışa vesile olmasını dileriz.

Güdül, şifa yolu projesiyle tanınan köyler arasında öne çıkan bir destinasyondur. Şifalı bitkileri, ekolojik ürünleri, etnobotanik özellikleri ve tarihi mekanlarıyla büyüleyici bir deneyim sunmaktadır. Aynı zamanda, sakin şehir uygulamasıyla da ön plana çıkan Güdül, doğanın korunması, yerel kültürün devam ettirilmesi ve yerel kalkınmanın sağlanması amacıyla önemli adımlar atmaktadır.

Güdül'ün turizm potansiyelini tam anlamıyla değerlendirebilmesi için ilgili kurumlar ve yerel yönetimler, turizmin sürdürülebilirliğini sağlamak adına politikalar üretmelidir. Yerel ekonominin gelişmesi ve kalkınmanın yerelden başlaması için Güdül ve çevresindeki köyler arasında mali ortaklıklar kurulmalı, fonlar oluşturulmalı ve yönetimde işbirlikleri sağlanmalıdır.

27 Eylül Dünya Turizm Günü'nde, Güdül'ün turizm potansiyelinin daha da artması, yerli ve yabancı turistlerin bölgeyi keşfetmeleri ve zengin kültürel mirasa tanıklık etmeleri temennisiyle kutlama yapmaktayız. Güdül'ün doğal güzelliklerini ve kültürel zenginliklerini tüm dünyaya sunmak için çalışmalar yapılmalı, turizmin Güdül'e getireceği ekonomik ve sosyal katkılar en iyi şekilde değerlendirilmelidir. Daha çok zenginlik ve barışın sağlandığı bir turizm sektörüyle, Güdül hem yerel halkına refah getirecek hem de küresel düzeyde anlayış ve uzlaşma kültürünü yayacaktır. 27 Eylül Dünya Turizm Günü kutlu olsun!

Ekoturizm ve Doğal Yaşam Eğitimi bu anlamda bu günü daha da anlamlı kılıyor. Proje kapsamında yaklaşık 2 yıllık emeklerimiz nihayet buluyor.



Agroekolojik yöntemler tarım ürünlerinin çeşitliliğini ve miktarını artırabilir

İspanya'da yapılan yeni bir inceleme, agroekolojik yöntemlerin tarım ürünlerinin çeşitliliğini ve miktarını artırabileceğini gösterdi. 

Endüstriyel tarımın ekosistemlere olan zararlarının daha fazla farkına varılması, tarım sektörünün daha sürdürülebilir bir modele geçme gerekliliğini vurguladı. İspanya'da yürütülen bir çalışma, 12 geleneksel/endüstriyel tarla ile 12 agroekolojik tarlada yapıldı ve agroekolojik çiftçilerin ekim çeşitliliği, hafif toprak işleme ve organik böcek kontrolü gibi uygulamalarının toprak verimliliğini artırmada, zararlıların kontrolünde ve tozlaşma hizmetlerinde daha başarılı olduğunu gösterdi.

Yeniden dönüşüm için agroekolojik tarımı benimsemeli ve akıllaca hareket ederek permakültür ilkeleri ile tasarımı önemsemeliyiz.

- Organik tarımın Avrupa’daki en büyük temsilcileri Avrupa’da Organik Tarım 10 Yılda Nereden Nereye Geldi Raporu

- AB tarım arazilerinde organik tarımın payı 2012-2020 yılları arasında %50’nin üzerinde artış gösterdi. 

- Organik ürünlerin satışı, 2015-2020 yılları arasında iki katına çıktı. Fransa, İspanya, İtalya ve Almanya oldu. 

- Organik tarım yapılan alanlar genellikle kalıcı otlaklara (%42), yemlere (%17), tahıllara (%16) ve meyve, zeytin ve üzüm gibi ürünlere (%11) ayrıldı.  

- Organik çiftlikler daha düşük verimliliğe sahip olsa bile AB’nin Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy-CAP) kapsamında verilen desteklerin ve halkın talebi sebebiyle tarım işçisi ve üreticisi başına düşen gelir, organik olmayan çiftliklerden daha yüksek.

Rapor; https://agriculture.ec.europa.eu/system/files/2023-04/agri-market-brief-20-organic-farming-eu_en.pdf

Kaynak; https://environment.ec.europa.eu/news/agroecological-practices-may-enhance-food-production-increasing-ecosystem-services-2023-03-15_en



Güdül Ekoturizm ve Agroturizm Çalıştayına Davet

Sakin Şehir Güdül Şifa Yolu ProjesiKüresel Çevre Fonu (GEF) Küçük Destek Programı (SGP) Türkiye tarafından desteklenmekte, Besler Şifa Atölyesi koordinatörlüğünde, Yeşil Orman Okulu ve Güdül Belediyesi proje ortaklığında Güdül’de yürütülmektedir. 

Güdül Ekoköy Evi olarak, doğal yaşamın ve yerel kültürün önemini vurgulamak amacıyla Güdül Ekoturizm ve Agroturizm Çalıştayını düzenliyoruz. Bu özel etkinlikle ekoturizm ve agroturizmi anlamak hem de Güdül'ün doğal zenginliklerini keşfetmek için sizleri aramızda görmek istiyoruz.


Güdül Ekoturizm ve Agroturizm Çalıştayı, 
“Dünya turizm gününde Güdül için birlikte…” 
27 Eylül 2023, Çevrimiçi

Katılım başvuru formu ve programla ilgili bilgiler; https://forms.gle/9N8Av8pK24Aaq2xp6
Besler Şifa Atölyesi olarak sizi davet ediyoruz.


Organik tarıma rağbet ve destek artıyor.

Avrupa Komisyonu, AB'deki organik tarım sektörünün son 10 yıldaki performansını AB'de Organik Tarım raporu aracılığıyla paylaşmıştır. Bu rapor, sektörün sürdürülebilirliği, üretim, satışlar, ticaret ve kamu destekleri gibi birçok alana ilişkin veriler sunmakta olup, aynı zamanda AB'nin organik sektöründe araştırma ve yeniliği teşvik eden girişimlerini tanıtmakta ve Yeşil Mutabakat hedeflerine ulaşmak için bir yol haritası çizmektedir.

Rapora göre, AB tarım arazilerinde organik tarımın payı 2012-2020 yılları arasında %50'nin üzerinde bir artış göstermiştir. Organik ürünlerin satışı ise 2015-2020 yılları arasında iki katına çıkmıştır.

Fransa, İspanya, İtalya ve Almanya, Avrupa'da organik tarımın en büyük temsilcileri konumundadır. Organik tarım yapılan alanlar genellikle kalıcı otlaklar (%42), yemler (%17), tahıllar (%16) ve meyve, zeytin ve üzüm gibi ürünler (%11) şeklinde dağılmıştır.

Organik çiftliklerin verimlilik düzeyi daha düşük olsa da AB'nin Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy-CAP) çerçevesinde sağlanan desteklerin etkisiyle işçi başına düşen gelir, organik olmayan çiftliklerle benzer seviyelerde hatta bazen daha yüksek olabilmektedir. 2020 yılında organik tarım yapılan AB arazilerinin %61,6'sı, hektar başına ortalama 144 euro değerinde CAP desteği almıştır. 2023'ten itibaren yürürlüğe giren yeni CAP kapsamında organik tarım için destek payı daha da artırılmıştır. 

Bu rapor, AB'deki organik tarım sektörünün son 10 yıldaki büyümesini ve gelişimini göstererek, organik tarımın Avrupa'daki önemini vurgulamaktadır. Artan talep ve kamu destekleriyle birlikte organik tarımın payı artmış, satışlar büyük bir ivme kazanmış ve çiftlik sahiplerinin gelirleri artmıştır. Bununla birlikte, organik tarımın sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için önemli bir rol oynadığı da belirtilmektedir. AB'nin yeni Ortak Tarım Politikası (Common Agricultural Policy-CAP) ile organik tarıma daha fazla destek sağlaması, sektörün geleceği için olumlu bir adımdır. Bu rapor, organik tarımın potansiyelini ortaya koyarak, AB'nin sürdürülebilir tarım alanında lider bir rol oynamaya devam edeceğini göstermektedir.

Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesini yürüten Besler Şifa Atölyesi ekoturizm odaklı yerel gıda ağlarını destekliyor.
Besler Şifa Atölyesi'ni (www.instagram.com/beslersifaatolyesi) takip etmeye devam edin.



Yörenizden Yabancılar Arazi Alıyorsa Bu Yazıyı Muhakkak Okumalısınız.

 Arazi Gaspı (Arazi Satın Alımı / Kiralanması); kullanıcıların özgür, ön ve bilgilendirilmiş onayından (rızasından) yoksun olan, sosyo çevresel etki değerlendirmelerini içermeyen ve yozlaşmış bir biçimde gerçekleştirilen, düzgün demokratik katılımın olmadığı anlaşmalardır. Genelde yöreden olmayanların yerelle ilişki kurmadan bir şekilde arazi satın almaları ve kiralamaları bu kapsamda değerlendirilir.

Kendilerince “boş, atıl veya kullanılmayan alan” olarak nitelendirilen birinci sınıf arazilerin kapatma veya kiralama amaçlı anlaşmalar genellikle şeffaflıktan uzak olup yerli üreticilerin anlaşmalarla ilgili bilgi almaları oldukça zordur. Yerli üreticiler arazi haklarını kullanabilecek güce sahip değillerdir.
Yapılabilecekler;
1. Herkesin arazi satışı etiğine uygun davranılması,
2. Emlakçıların hak ve hukuka riayet etmesi,
3. Yerel sebze meyve pazarlarının ve gıda ağlarının korunması ve geliştirilmesi,
4. Doğal şehir, Sakin şehir, ekoköy gibi uygulamaların yaygınlaştırılması gerekir.

Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesini yürüten Besler Şifa Atölyesi ekoturizm odaklı yerel gıda ağlarını destekliyor.
Besler Şifa Atölyesi'ni (www.instagram.com/beslersifaatolyesi) takip etmeye devam edin.



Ay takvimi ile tarım ve bahçıvanlık (Bölüm 2)

İnsanlar, yaşamlarını yüzyıllardır Ay'ın döngülerine göre düzenlemişlerdir. Bu doğal takvim bilgisine, rahmetli dedem ve anneannem gibi geçmiş nesillerimiz de aşinaydı ve günlük hayatta kullanırdı. Bu anlamda, bitkiler için kullanılan "Ay Takvimi"nden haberdar mısınız? Daha önce ay takvimini kullanan medeniyetlerden bahsetmiştik.

Günümüzde doğaya olan dönüş ve doğayla bağlantı kurma çabaları giderek artmaktadır. Kendi besinimizi üretme fikri bizi heyecanlandırırken, balkonlarımızı küçük domatesler ve kolay yetişen yenebilir otlarla süslememize olanak sağlıyor. Ancak bitkilerimizden en iyi verimi alabilmek için neler yapıyoruz?

Sulama, gübreleme ve diğer temel ihtiyaçların yanı sıra, geçmişten günümüze gelen sistemler de mevcuttur. İnsanlık, çok uzun zaman önce günlük yaşantısını doğanın işaretlerine göre ayarlayan bir toplumdu. Ancak bu gelenekler unutulmaya yüz tutmuştu. Şimdi ise, bu eski gelenekleri canlandırma çabaları artmaktadır. Ay takvimine göre bahçıvanlık da bu geleneklerden biridir.

Ay takvimine göre bahçıvanlık (Biyodinamik tarım), tarla ve bahçelerde yetiştirilen bitkilerin Ay'ın döngüsünü takip ederek gözlenmesiyle oluşturulan bir sistemdir. Bu sistem, bitkilerin en verimli gelişim için ihtiyaç duydukları işlemlerin zamanını belirlememizi sağlar. Ayın evrelerine göre bahçıvanlık yaparak, bitkilerinizi en doğru zamanda ekimden hasada kadar yönetebilirsiniz. Bu, deneyerek geliştirebileceğimiz ve uygulayabileceğimiz bir miras niteliğindedir.

Ay takvimine göre bahçıvanlık, Ay'ın dünya üzerindeki etkilerinden faydalanarak verimliliği artıran ve ekim sürecinde karşılaşılan olumsuzlukları en aza indiren bir takip ve uygulama sistemidir. Bu şekilde, zararlı böceklerden uzak, verimli bir hasat dönemi elde etmek mümkündür. Siz de bu yöntemi deneyerek kendi bahçenizde uygulayabilirsiniz. Bu sayede, bitkilerinizin sağlıklı büyümesini ve verimli bir şekilde yetişmesini sağlayabilirsiniz. 

Ay takvimi, her ayın gün gün izlenecek şekilde, hangi tip bitkilere hangi tip işlemlerin uygun olduğunu gösterir. Bu takvim, bitkilerin büyüme evrelerini ve Ay'ın çekim kuvvetinin etkilerini dikkate alarak bize yol gösterir.

Ayın çekim kuvveti, bitki özlerini etkileyerek büyümeyi teşvik eder ve yapraklanmanın hızını artırır. Bu nedenle, ağaçlar, çimler, yenebilir otlar, laleler ve iç mekan bitkileri, bu etkiden dolayı yükselen Ay evresinde daha hızlı büyürler. Yükselen Ay evresinde tohum ekmek, sulu meyve için aşılama yapmak, çiçekli ve yapraklı sebzelerin bakımı gibi işlemler uygun olacaktır.

Öte yandan, küçülen Ay evresinde bitki özleri toprağa doğru hareket eder. Bu evrede toprakla ilgili işler yapmak daha uygun hale gelir. Toprak temizliği, çapalama, ekolojik gübreleme gibi faaliyetler, bu evrede daha verimli ve kalıcı sonuçlar verir. Kök sebzelerin hasat edilmesi, yumru ve soğanların topraktan çıkarılması, fideleri şaşırtma gibi işlemler de bu evreye uygun olanlardır. Ayrıca, bitkilerin budanması ve fidanların şaşırtılması da küçülen Ay evresinde gerçekleştirilmesi gereken işlemler arasındadır.

Ay takvimi, bitkilerin doğal döngüsünü ve Ay'ın etkisini göz önünde bulundurarak, bahçe işlerinin zamanlamasında rehberlik eder. Bu şekilde, bitkilerin sağlıklı büyümesini teşvik edebilir, verimli bir şekilde yetişmelerini sağlayabiliriz. Ay takvimine uygun olarak bahçe işlerini planlamak, bitkilerimizin sağlığını ve gelişimini en üst düzeye çıkarmamıza yardımcı olur.

Ay takvimi için kadim bilgi

Anadolu'da, Ay ile ilgili bazı eski tabirler ve atasözleri bulunmaktadır. Bu tabirler, Ay'ın evrelerinin ve etkilerinin çeşitli konulara olan etkisini anlatır. Örneğin, "Ayın yenisinde yapılan işten hayır gelmez" derler. Yeni Ay döneminde yapılan işlerin bereket getirmeyeceği düşünülür. Benzer şekilde, "Dolunayı bekle, bereketini gör" sözü, dolunayın bereketli zamanlarına işaret eder. "Ayın yenisinde olur börtü böcek, eskisinde olur börek çörek" ise, yeni Ay döneminde böceklerin ve zararlıların arttığına, eski Ay döneminde ise yiyeceklerin daha iyi tutacağına inanılır. "Kesme odunu ay büyürken, kırk koyunu küçülürken" atasözü ise, odun kesmek için Ay'ın büyüdüğü zamanları tercih etmek gerektiğini ifade eder.

Ben de annemden tarhana, pekmez, salça gibi geleneksel bilgileri öğrendim. Ancak bizler, şehirde büyüyen ve eğitimli insanlar olarak, toprağın anasıyla Ay ve Güneş arasındaki dansın insanı besleme kadim bilgisini büyüklerimizden uygulamalı olarak alamadık ve unuttuk. Maalesef bu bilgiler günümüzde pek yaşatılamıyor.

Genel olarak, Ay büyürken, yeni Ay'dan dolunaya kadar olan süreçte bitkilerin büyüme ve genişleme sürecinde olduğu, suyu depoladığı düşünülür. Bu dönemler, kurutma, biçme, budama gibi işlemler için uygun zamanlardır. Ancak Ay'ın ışığının giderek azaldığı veya hiç görünmediği zamanlar, bitkileri yok etme işlemleri için daha uygundur.

Ay, 28-30 gün içinde 12 burcun tamamını dolaşırken, hangi burçlarda hangi işlemlerin daha uygun olduğu da bilinir. Bu bilgiler, Ay takviminin temelini oluşturur ve eski çağlardan bu yana çiftçilik deneyimleriyle belirlenmiştir. Ayrıca, ücretsiz olarak kullanabileceğiniz Ay takvimi uygulamaları da mevcuttur.

Ay takvimi, Ay'ın evrelerini ve burçlarını dikkate alarak bitki yetiştirme ve bahçe işlerini zamanlamada rehberlik eder. Bu takvimi kullanarak, bitkilerin büyüme süreçlerini en iyi şekilde destekleyebilir ve doğal döngüye uygun bir şekilde tarım yapabilirsiniz.




© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.