Ad

Aromaterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Aromaterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Eczacıların Bitkisel Ürünler Hakkında Davranışlarının Değerlendirilmesi

Eczanelerde ilaç dışında bitkisel ürünlerin yer alması ve eczanelerin insanlar tarafından güvenilir bulunması sebebiyle eczaneler bitkisel ürünlerin satışında tercih edilmektedir. Bu kapsamda Türkiye’de eczanelerde yer alan bitkisel ürünler incelendiğinde Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsat verilmiş 52 bitkisel ilaç varken, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onay verilen 51 bitkisel içerikli ürün bulunmaktadır. Türkiye’de satılan bitkisel ürünler hem içerik bakımından hem de reçeteli veya reçetesiz satışları bakımından önemli farklılık göstermektedir. Satışı yapılan bitkisel ürünlerin bir kısmı hekim reçetesiyle temin edilebilirken bir kısmı ise reçeteye tabi değildir.

Bitkisel ürünler genellikle düşük riskli olarak algılansa da potansiyel sağlık riskleri bulunabilir ve toksik etki gösterebilir. Bitkinin içeriğinde yer alan fitokimyasalların veya metabolitlerin toksik etkili olması, tağşiş durumu, çevresel kirleticiler ve mikroorganizma kontaminasyonları bitkisel ürünlerin toksisitesinde önemli etmenlerdir.

Fitoterapi, aromaterapi ve tıbbı aromatik bitkiler

Bitkisel ürünlerle ilgili yapılan araştırmalar incelendiğinde bu araştırmalar genellikle tamamlayıcı tıp başlığı içerisinde "fitoterapi, aromaterapi ve tıbbı aromatik bitkiler" bünyesinde incelenmektedir.

Bu kapsamda kullanılan bitkisel ürünler hakkında hekim ve eczacının bilgilendirilmesi gereklidir. Özellikle bitkisel ürünlerde doğru bitki, standardizasyon, uygun doz, ürünün kullanım süresi ve riskli gruplarda kullanımı çok önemlidir. Aynı zamanda diğer önemli bir konu ise bitki-ilaç etkileşimleridir. Bitki-ilaç etkileşimleri güvenlik sorunu oluşturmaktadır. Bitkisel ürünler genellikle birden fazla madde ihtiva etmekte olup sentetik ilaçlar ile arasındaki etkileşimler, farmakokinetik ve/veya farmakodinamik olarak gözlenmektedir. Dolayısıyla bitkiler kullanılan ilacın emilimi, dağılımı, metabolizması ve atılımı üzerinde farklılıklara yol açabilir. Bitki-ilaç etkileşimi sonucunda hasta üzerinde beklenen terapötik etki görülmeyebilir. Bitkiler ile ilaçlar arasındaki potansiyel etkileşimler hakkında bilgi eksikliği hastaların güvenliği açısından tehlikeli bir durumdur. Bitki-ilaç eş zamanlı tüketimi ve bitki-ilaç etkileşimleri zararlı etkilere ve ölümcül sonuçlara neden olabilir.

Sonuçlar

Eczacıların %54,3’ü bitkisel ürünleri sıklıkla sattığını bildirmiştir. Eczacılar bitkisel içerikli ürünleri %61,4 oranı ile bağışıklık sistemini destekleme amaçlı satmaktadır. Eczanelerdeki bitkisel ürünlerin %51,4'ünün pediatrik hasta grubu için tercih edildiği görülmüştür. 

Eczacıların %45,7’sinin bitkisel ürünler hakkında ürün satış temsilcilerinden bilgi aldığı ve %41,4’ünün fitofarmakovijilans kavramını daha önce duymadığı tespit edilmiştir. Araştırmada eczacıların %92,9’u bitkisel ürünlerin güvenliği hakkında endişe duyarken, %95,7’si bitkisel ürünler ile ilgili yasal düzenlemeleri yetersiz bulmuştur. 

Sonuç olarak serbest eczacılar bitkisel ürünler hakkında hastalara doğru tavsiyelerde bulunmalı ve bu konuda güçlü bir bilgi birikimine sahip olmalıdır. Eczacıların bitkisel ürünlerle ilgili güncel donanıma sahip olmaları için meslek içi eğitimler planlanmalıdır. Bitkisel ürünlerle ilgili yasal düzenlemeler sorumlu otoriteler tarafından daha ayrıntılı yapılmalıdır.

Fitofarmakovijilans (fitovijilans); “bitkilerin kullanımına bağlı istenmeyen etkilerin ve diğer muhtemel sorunların saptanması, değerlendirilmesi, tanımlanması ve önlenmesi ile ilgili bilimsel çalışmaları” kapsayan bir terim olarak tarif edilmektedir.

Makale: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3444076



Senin Uyku Tipin Hangisi; Ayı, kurt, aslan ve yunus

"Yunus, kurt, ayı veya aslan mısınız? Uzmanlar, uykunuzun kişiliğini bilmenin üretkenliğinizi artırmanıza ve işinizde başarılı olmanıza nasıl yardımcı olabileceğini ortaya koyuyor. Kronotipler, sirkadiyen ritmi ve kişisel uyku profilini tanımlar. Avustralyalı uyku uzmanı Olivia Arezzolo, kronotiplerin nasıl çalıştığını açıklıyor. Arezzolo, her kronotipin dinlenme ve uyanıklık zamanlarından nasıl keyif aldığını da anlatıyor. Örneğin, ayılar öğleden sonra erken saatlerde üretkenlikte düşüş yaşarken, kurtlar ise geceleri daha iyi hissediyor.

İnsanlar temel kronotiplerini değiştiremez fakat, davranışlarını değiştirebilirler. İşte 4 kronotip ve açıklamaları... Siz hangisisiniz? Avustralyalı uyku uzmanı, "kronotip" türünüzü bilmenin iş yerinde üretkenliğinizi artırmaya nasıl yardımcı olabileceğini açıklıyor. Olivia Arezzolo, kronotipleri "uyku profilleri" olarak tanımıyor, yani bu biyolojik olarak erken kalkmaya ve daha sonra yorgun olmaya mı, yoksa geç kalkmaya ve daha sonra yorulmaya mı programlı olduğunuzu anlamanın bir yolu. 30 yaşındaki Arezzolo Dailymail'de yer alan haberde "Bu yaklaşım bireysel sirkadiyen ritminizi veya uyku-uyanma döngünüzün nasıl programlandığını ana hatlarıyla açıklıyor" diyor.

Kronotipler, insanların uyku ve uyanıklık döngülerini tanımlar. Dört temel kronotip vardır: ayılar, kurtlar, aslanlar ve yunuslar.

Ayılar; Ayılar, insanların en yaygın kronotip tipidir. Sabahları erken kalkarlar ve akşamları erken yatarlar. En üretken oldukları saatler sabah 8 ile öğleden sonra 1 arasıdır.

Kurtlar; Kurtlar, geceleri daha aktif olan kronotip tipidir. Sabahları geç kalkarlar ve akşamları geç yatarlar. En üretken oldukları saatler öğleden sonra 1 ile akşam 6 arasıdır.

Aslanlar; Aslanlar, sabahları en üretken olan kronotip tipidir. Sabahları erken kalkarlar ve akşamları geç yatarlar. En üretken oldukları saatler sabah 6 ile öğleden önce 11 arasıdır.

Yunuslar; Yunuslar, en değişken kronotip tipidir. Uyku ve uyanıklık döngüleri diğer kronotiplere göre daha düzensizdir. En üretken oldukları saatler gün içinde değişebilir.

Kronotipinizi nasıl öğrenirsiniz?

Kronotipinizi, uyku ve uyanıklık alışkanlıklarınızı gözlemleyerek öğrenebilirsiniz. Sabahları ne zaman en iyi uyanırsınız? Akşamları ne zaman en iyi uyursunuz? En üretken olduğunuz saatler hangileridir?

Kronotipinizi öğrendikten sonra, ona uygun bir yaşam tarzı oluşturabilirsiniz. Örneğin, ayıysanız, sabahları erken kalkmak ve akşamları erken yatmak için kendinize bir düzen oluşturun. Kurtsanız, geceleri daha aktif olabilirsiniz. Aslansanız, sabahları erken kalkıp egzersiz yapabilirsiniz. Yunussanız, uyku ve uyanıklık döngünüzü düzene sokmak için bazı değişiklikler yapabilirsiniz.

Kronotipinizi bilmek, daha verimli ve üretken olmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca, uyku düzeninizi ve ruh halinizi iyileştirmenize de yardımcı olabilir.

Kronotipinizi belirlemek için yapabilecekleriniz

  • Uyku ve uyanıklık alışkanlıklarınızı gözlemleyin. Sabahları ne zaman en iyi uyanırsınız? Akşamları ne zaman en iyi uyursunuz? En üretken olduğunuz saatler hangileridir?
  • Kronotip testi yapın. İnternette veya kitapçılarda bulunan birçok kronotip testi mevcuttur.
  • Bir uyku uzmanına danışın. Bir uyku uzmanı, kronotipinizi belirlemenize ve ona uygun bir yaşam tarzı oluşturmanıza yardımcı olabilir.

Kronotipinizi bilmenin faydaları

  • Daha verimli ve üretken olun.
  • Daha iyi uyku düzenine kavuşun.
  • Ruh halinizi iyileştirin.
  • Stresi azaltın.
  • Hastalık riskinizi azaltın.

Kronotipinizi değiştirebilir misiniz?

Kronotipinizi değiştirmek zordur, ancak imkansız değildir. Kronotipinizi değiştirmek için yapabileceğiniz bazı şeyler şunlardır:

  • Düzenli uyku saatleri belirleyin ve uyku düzeninizi bozmayın.
  • Öğle (kaylüle) uykusunu saat 14.00'den sonraya bırakmayın,
  • yatak odasında kirli çamaşırlar yadsa yeni yıkanmış çamaşırları bulundurmayın, 
  • Karanlıkta uyku çok önemlidir,
  • Uykudan önce magnezyum içerikli takviyeler alın (koyu yapraklı yeşillikler, kabak çekirdeği, susam, tahin, kakao),
  • Lavanta yağından buhurdanlık ile uyku ortamını geliştirin (melisa ve kedi otu da dahil edebilirsiniz),
  • Uyku göz yastığı kullanabilirsiniz,
  • Tıbbi papatya çayı yada lavanta çayı yada pasiflora çayı tüketebilirsiniz,
  • Kakao, badem, fındık, ceviz yiyebilirsiniz.
  • muz, vişne, elma, kuru baklagiller, fermente besinler alınabilir.
  • Yatak odasını karanlık, sessiz ve serin tutun.
  • Yatmadan önce meyve, kafein ve alkolden kaçının.
  • Yatmadan önce egzersiz yapın, ancak çok ağır egzersizlerden kaçının.
  • Uyku apnesi veya diğer uyku bozukluklarınız varsa tedavi ettirin.

Kronotipinizi bilmek, daha iyi bir yaşam sürmenize yardımcı olabilir. Kronotipinizi belirlemek ve ona uygun bir yaşam tarzı oluşturmak için zaman ayırın.

İnfo kaynak: https://www.gzt.com/infografik/jurnalist/biyolojik-uyku-tipleri-15162



Aromaterapi Festivali Bitti.

 Aromaterapi Festivali, Türkiye ve dünyanın tek Aromaterapi Festivali olarak kabul edilen etkinlik, 4'üncü kez düzenlendi. Festival, "Tarladan Hasada, Lezzet, Şifa, Sanat" temasıyla 6 Temmuz'da başladı ve 9 Temmuz'da sona erdi. Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi (BAÇEM)'nde gerçekleştirilen festival, eğitim seminerlerinden hasada, atölye çalışmalarından söyleşi ve konserlere kadar birbirinden farklı 111 etkinliğe ev sahipliği yaptı.

Festivalin açılışı, 6 Temmuz Perşembe günü yapıldı ve festival 9 Temmuz saat 22.00'de son buldu. Seminerler ve atölye çalışmaları Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi (BAÇEM)'de gerçekleştirilirken, Ören'de 150 standın kurulduğu alanda söyleşiler, atölye çalışmaları ve konserler düzenlendi.

Aromaterapi Festivali, BAÇEM'de Dr. Ender Saraç eşliğinde lavanta, ekinezya ve hatmi çiçeği hasadıyla başladı. Ardından Nurşen Ertuş'un "Doğadan Gelen Güzellik Defilesi" gerçekleştirildi ve festival alanında yapılacak kortej yürüyüşüyle Ören'de devam etti. Festival kapsamında birbirinden farklı 111 etkinlik gerçekleştirildi.

Besler Şifa Atölyesi olarak 4. Aromaterapi Festivali'nde yer alan standımızda, birçok kıymetli hocamızı, dostumuzu ve basın mensuplarını ağırlama fırsatı bulduk. Standımızda özgün aromaterapi ürünlerimizi sergiledik ve ziyaretçilerle paylaştık. Ancak standımız sadece ürünlerimizi tanıtmakla kalmadı, aynı zamanda Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesini de duyurmak ve GEF SGP (Global Environment Facility Small Grants Programme) desteği konusunda açıklamalarda bulunmak için bir platform sağladı.

Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi, doğal şifa kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir kullanımının teşvik edilmesini amaçlayan önemli bir girişimdir. Bu proje, bölgedeki tıbbi ve aromatik bitki çeşitliliğini korumayı, yerel toplulukların ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmayı ve ekosistem sağlığını desteklemeyi hedeflemektedir. Standımızda, proje hakkında detaylı bilgi sunarak, ziyaretçilerin bu önemli inisiyatifi tanımalarını sağladık.

Ayrıca, GEF SGP desteği konusunda da açıklamalarda bulunduk. GEF SGP, çevresel sürdürülebilirlik projelerine finansal ve teknik destek sağlayan bir programdır. Bu destekle, Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesinin yürütülmesi ve sürdürülebilirliği için önemli kaynaklar elde edilebilir. Standımızda, GEF SGP'nin projeye nasıl destek sağlayabileceği konusunda bilgiler vererek, ilgili paydaşlarla tanışma ve işbirliği imkanları araştırdık.

Festival boyunca, Besler Şifa Atölyesi standımızda yapılan çalışmalarla birlikte, ziyaretçilere aromaterapi konusunda bilgilendirici seminerler ve atölye çalışmaları düzenledik. Bu etkinliklerde, aromaterapinin şifalı dünyasını daha yakından tanıma fırsatı buldular ve doğal şifa kaynaklarının kullanımı konusunda bilinçlendirildiler.

Besler Şifa Atölyesi olarak festivalde yer almamızın temel amacı, insanlara doğal şifa yöntemlerini tanıtmak ve onları doğal kaynakları koruma ve sürdürülebilir kullanım konusunda bilinçlendirmekti. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ve yapılan tanışmalar, proje ve işbirliği olanakları hakkında bilgilendirmeler, festival ziyaretçileri arasında büyük ilgi uyandırdı ve olumlu geri dönüşler aldık.

Besler Şifa Atölyesi olarak, festivaldeki standımızda sunduğumuz bilgiler, etkinlikler ve tanışmalar aracılığıyla aromaterapi ve doğal şifa konularında farkındalık oluşturmaya çalıştık. Aynı zamanda, Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi ve GEF SGP desteği ile ilgili bilgilendirmelerle, doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir kullanımına yönelik adımların atılmasına katkıda bulunmayı hedefledik. Festival boyunca elde ettiğimiz deneyimler, yeni fırsatlar ve işbirlikleri doğrultusunda bu önemli konularda daha da ilerlemeyi planlıyoruz.

Balıkesir büyükşehir Belediyesi desteği ve Balıkesir Çiftçi Eğitim Merkezi (BAÇEM) ev sahipliğinde seneye 5. si yapılacak festivali muhakkak ziyaret etmenizi öneriyoruz.


























Şifalı Ot Toplarken Biyokaçakçılık Meselesi

Biyokaçakçılar, canlı türlerini farklı ülkelere götürmek için çeşitli kılıflar kullanıyor. Turist, araştırmacı veya uzman kimliğiyle, Türkiye’nin renkli ekosistemindeki örnekleri yasa dışı yollarla yurt dışına kaçırmaya çalışan biyokaçakçılar; ekosistem tahribatına sebep oluyor.

Örneğin; kelebeklerin doğadan toplanması, çiçeklerin polenlerinin taşınamamasına,  böylece bitkilerin tohum verememesine ve çoğalamamasına neden oluyor. Bitkilerin çoğalamaması ise bitkilerle beslenen diğer türlerin yaşamını tehdit ediyor.

Yöre halkına veya başka aracılara toplatmak yoluyla yeni tasarım çeşitleri ilaç veya başka bir sanayi ürünü geliştirmek amacıyla araştırma materyali veya genetik kaynak olarak kullanım amacıyla biyokaçakçılık yapılmaktadır. 

Kaçakçılık çalışmaları yabancı araştırmacıların kendileri veya Türk akademisyenler veya öğrenciler aracılığı ile yapılabilmektedir. Biyokaçakçılık konusunda en çok Rusya, Çekya, Fransa, Almanya, Avusturya, İsveç, Hollanda, İspanya, Danimarka, Belçika, Romanya, İsviçre, Macaristan, Japonya, İsrail ve Suriye asıllı kişiler yoğunluk göstermektedir. 2007-2022 yılları arasında 88 biyokaçakçılık vakası belirlenirken, 21 farklı ülkeden 149 kişiye de para cezası kesildi. Bu kaynaklar yurt dışında gıdadan savunmaya kadar pek çok farklı sektörde yeni ürünler elde etmek için kullanılıyor.

Özellikle ülkemizde Kardelen, Lale, Salep, Safran ve Orkide gibi bitkilerin soğanlarını kutu içerisinde çok çeşitli bitkilerin kök tohum örneklerini poşet veya zarar içerisine ve presleyerek hayvanların kelebek böcek salyangoz yılan kurbağa kertenkele gibi canlıları tüp veya şişe veya bez torbalara koyarak kaçıra bilmektedir. Bunun yanında canlı canlıların doku, boynuz, diş, tırnak, tüy, kıl, yumurta, dışkı, meyve, tohum, kök, yaprak, çiçek gibi parçalarını veya buna ilaveten sıvı metal olan kan zehir DNA izolatı gibi şeyler tüp içine konarak yurtdışına çıkarılabilmektedir.

Tıbbi ve aromatik bitkileri toplayıp ıslah ederek katma değerli bitki halinde satılabilmektedir. Akdeniz coğrafyası ve Anadolu kıtası bitki çeşitliliği açısından fazladır. Biyo kaçakçılığa müsaade vermemek gerekir.


Bitkiseli mi Hayvansalı mı?

Good Food Institute (GFI) Avrupa bilim ve teknoloji müdürü Seren Kell, “Geleneksel süt ürünleri üretimi bitki bazlı ürünlere göre yaklaşık üç kat daha fazla emisyona neden oluyor ve 2-20 kat daha fazla su kullanımını gerektiriyor” dedi.

Bitkisel ürünlerin içindeki aminoasit, vitamin ve antioksidan miktarı ile protein değerini artırmak için uğraşıyorlar.

Öte yandan bitki bazlı gıdaların daha düşük doymuş yağ oranına sahip olduğu da biliniyor. Yine bitkisel ürünlerin lif içeriğinin daha yüksek ve kardiyovasküler risk faktörlerinin daha düşük olduğu belirlendi. Çoğu bitkisel ürünün hayvansal ürünlere göre helal hassasiyetine daha uygun olduğu söylenebilir.

Daha detaylı araştırma:

https://www.foodnavigator.com/Article/2022/11/25/plant-based-researchers-query-category-s-sustainability-performance



Kışlık ve Doğa Dostu Cildinizi Besleyen Formüller

Havalar soğuyor ve iç mekanların havası gittikçe azalıyor bu kuru hava cildinizin matlaşmasına, kurumasına ve bazen de kaşıntıya sebep olabiliyor. Bu tür etkilere karşı vücudumuzun en önemli organı olan cildinizi korumak adına özel doğa dostu formüller vereceğiz.

  1. Ölü hücrelerin yenilenmesi için bir yemek kaşığı pancar suyuna 2 damla badem yağı ve 1 tatlı kaşığı bal ekleyip karıştırın karışımı yüzümüze sürelim. 15 dakika bekledikten sonra yüzümüzü temizleyelim.
  2.  Cildi beslemek ve parlaklığını kazandık kazandırmak için yarım havucun kabuklarını suyunu püre haline getirin. Bu karışıma bir tatlı kaşığı bal ekleyin oluşturduğunuz karışımı yüzünüze sürün 15 dakika sonra yüzünüzü temizleyebilirsiniz.
  3.  Aktif kömür sabunu ile vücudunuzu meydana gelen kaşıntı ve kızarıklıklar için bir duş alabilirsiniz.
  4.  Cildinizin parlaklığı için yarım portakal kabuğunu havanda dövün 1 tatlı kaşığı Hindistan cevizi yağı ile karıştırıp yüzünüze sürdükten 15 dakika sonra temizleyelim. Hem portakal kabuklarının değerlendirilmiş ve hem de cildinizin parlaklığını arttırmış olacaksınız.
  5.  Lavanta hidrosolü ya da gül hidrosolü ile vücudunuzu destekleyici çalışmalar yapılabilirsiniz.

Unutmayın kış vakti vücutta azalan sıvı yani su sebebiyle vücudumuz oldukça nem kaybetmektedir. Tıbbi ve aromatik yağlarla besleyin. En önemlisi bol bol su içmeyi unutmayın.




Amasyalı Hekim Sabuncuoğlu Şerafeddin (1386-1470)

Fatih Sultan Mehmed Han'ın ünlü hekim ve cerrahıdır. Amasya'da 14 yıl Darüşşifa ve Bimarhane'de daha sonra yıllarca İstanbul'da çalışmıştır. 

- Akrabadin,

- Kitabül Cerrakihiyyeti Haniyye (Cerrahname),

- Mücerrebname diye oldukça ayrıntılı tıp eserleri vardır.


Sabuncuoğlu; notları, araştırmaları, yetiştirdiği talebeleri ve hizmet ettiği binlerce kişi bırakarak 84 yaşında vefat etmiştir.

Allah razı olsun.

Mücerreb-Name (1468)

Amasya'da 1468 yılında yazılmıştır. Kentteki hekim çevresinin arzusu üzerine Sabuncuoğlu tarafından 85 yaşında kaleme alınmıştır.

Eserde hayvanlar üzerinde veya bizzat kendinde denediği ilaçların hazırlanışı ve kullanılışı açıklanmaktadır. Çeşitli kütüphanelerde kopyaları vardır. Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumunca tıpkı basım ve çeviri yazılı açıklamalı olarak 2000 yılında bastırılmıştır. Eser 17 bölüm içerir.

1.Tiryaklar, 

2.Macunlar, 

3.Diareikler, 

4.Yakılar, 

5.Astrenjen İlaçlar, 

6.Fitil ve Ovuller, 

7.Şurup ve Gargaralar, 

8.Göz İlaçları, 

9. Tablet ve Pastiller, 

10. Cerahat Giderici İlaçlar,

11.Merhemler, 

12.Lavmanlar, 

13.Kusturucular, 

14.Burun Kanamasını Dindiren İlaçlar, 

15.Diğer Tabletler, 

16.Ağız-Boğaz -Diş, Dudak İlaçları, 

17 Enfiye ve Kutular

Okunabilecek yazı: Mücerrebname hakkında İnsan ve Hayat Dergisinden bir yazı...

Cerrahiyyetü'l-Haniyye (1465)

Amasya'da 1465 yılında yazılan Fatih Sultan Mehmed'e armağan edilen Sabuncuoğlu'nun bu eserinin cerrahi tarihinde önemli bir yeri vardır. Eserin, ikisi yazarın kendi kaleminden çıkmış üç kopyası vardır.

1. Paris Bibliotheque National Suppl. Turc No. 693 Nüshası. (Fatih Sultan Mehmed'e sunulmuştur. Müellif nüshasıdır.)

2. Fatih Millet Kütüphanesi Ali Emiri No.79 nüshası (Müellif hattıyladır.)

3. Istanbul Universitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Kütüphanesi No:35 Nüshası (Geç Döneme aittir, eksiktir.

Eser 10. Yüzyıl Islam Cerrahi Ebu'l-Kasım Zehravi'nin (ölm.1013) Tasrif eserinin 30. Cildinin tasnifini aynen almış ve yararlanmıştır. Cerrahiyyetü'l-Haniyye alet ve çizimleri cerrahi müdahale resimleri içerir. Üç kitaptan oluşur.

Bu kitaptaki bölümler:

L.Kitap 57 bölümdür. 54 tedavi resmi, 11 alet ve dağlama tedavi çizimi vardır.

II. Kitap 98 bölümdür 58 tedavi resmi 141 alet ve kesi ve çıkarma resmi vardır. III Kitap 36 bölümdür 24 tedavi resmi ve 11 alet resmi vardır.

Erin tipki asim ve viri yazı transkripsiyon) basımı Türk Tarih Kurumu'nca 1993 yılında yapılmıştır.














Aromaterapide stresi yenme ve sakinleşme

Burnunuzdan beyninize giden koku siniri, elbette size koku duyunuzu verir, ancak parasempatik sinir sistemini düzenlemede de rol oynar. Bu sinir, aynı zamanda beyninize limbik sistemi ve amigdalayı (duygularınızı, hafızanızı ve ruh halinizi belirleyen bölümler) etkileyen sinyaller gönderir.

Aromaterapinin temeli olan esansiyel yağlardaki bazı aktif bileşikler, koku alma sinirini sinyalleri kapatmak için tetikler, bu da beyinde vücudunuzun geri kalanına da uzanan sakinleştirici bir etki yaratır.

Lavanta esansiyel yağının özellikle ruh halini iyileştirdiği ve sinir sisteminizi sakinleştirmeye yardımcı olduğu bulunmuştur.

Stresle başa çıkmak için kullanabileceğiniz diğer esansiyel yağlardan bazıları şöyle:

  • Ylang ylang
  • Limon
  • Misk adaçayı
  • Bergamot
  • Papatya
  • Yasemin
  • Fesleğen
Hem buhurdanlık ve hem uçucu yağlarla size destek olur.


Korunan alanda ekoturizm

Sürekli bozulan iklim, turizm tutkunları için bir uyanış çağrısı yapmıştır. Bu olumsuzluklar karşısında doğa turizmi bir fırsat, bir lütuf olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekoturizmin etkisi yerel halklar ,gezginler ve genel olarak ülkemiz için çok olumlu ve faydalıdır.

Turizm bir bütün olarak belirli yerlerin doğal güzelliğini olumsuz etkilemiştir. Bu, turizm standartlarına uyması için turistik destinasyonların ( turistler için cazip kabul edilecek farklı doğal çekicilikleri ve özellikleri barındıran yerler) ticarileştirilmesinin bir sonucudur.

Ekoturizm, çevreye duyarlı gezileri, yani hem destinasyonun doğal çevresine hem de yerel topluluğa saygı duyan gezileri teşvik etmek için belirli uygulamaları ve değerleri teşvik eder.

Ekoturizm , “çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını artıran sorumlu seyahat” anlamına gelir. “Doğa turizmi” olarak da adlandırılan ekoturizmin amacı, turizmin çevre üzerinde yarattığı etkiyi en aza indirmektir. Buradaki fikir, seyahat yoluyla koruma, yerel halkları ve sürdürülebilir kalkınmayı birleştirmeye odaklanmaktır.

Milli parklarımız ve diğer korunan alanlarımız hayvanların ve bitkilerin hayatta kalabileceği ve gelişebileceği güvenli sığınaklar sağlayan hayati yaşam alanlarını içeren Türkiye biyoçeşitliliğin korunmasının temel taşını oluşturur.

Bununla birlikte Milli parklar aynı zamanda doğal mirasımız olan muhteşem manzaralar, olağanüstü yaban yaşamı ve görkemli ormanlar olmak üzere en iyilerini korur. Diğer korunan alanlarla birlikte, ekonomik ve sosyal refahımızın temelini oluştururlar, her yıl milyonlarca ziyaretçiyi çekerler.

Ekoturizm neden önemlidir?

Ekoturizm, katkısız, bozulmamış doğal ortamlara odaklanır, Kültürel ve çevresel farkındalık oluşturur, Ziyaretçiler ve yerel halk için olumlu deneyimi teşvik eder, Turizmin çevre üzerindeki etkisini en aza indirir, Yerel halk için istihdam ve finansal fırsatları artırır ve Kendi lehine finansal faydalar sağlayarak korumayı teşvik eder.

Doğaya dayalı turizm iş fırsatları yaratmakla kalmayıp aynı zamanda doğayı, yerel kültürü ve vahşi yaşamı koruyan ekoturizm destinasyonlarına dönüştürüyor. 

Eko-turist, sürdürülebilirlik ve çevre dostu nitelikler göz önünde bulundurularak inşa edilen konaklama yerlerini tercih eder. Eko-günlük turizminde, eko-tatillerden doğal ortamlara veya pansiyonlardan sürdürülebilir malzemelerle yapılmış otellere kadar çeşitli yerlerde konaklama imkanları ortaya koyar.

Ekoturizmin temel özellikleri nelerdir?

-Destinasyonun ekosistemini, florasını ve faunasını önemsemek ve korumak.
-Çevre eğitimini ve bilincini geliştirmek 
-Yerel halklara ve geleneklerine saygı duymak.
-Yerel işletmeleri desteklemek.
-Ekoturizmin bireysel ve toplu yaşam kalitesini artıran büyük avantajlar sunar.
-Organik ürünlerin tüketimini ve doğada yapılan aktiviteleri ve sporu teşvik ettiği için sağlığa fayda sağlar.
-Yerel halkın ve geleneklerinin refahını teşvik eden, bölgenin doğasına ve kültürüne özen gösteren ve yerel kaynakları koruyan etik değerleri öğretir. 

Yaşamın biçimlerini ve çevremizdeki doğayı anlamak, saygı duymak ve sevmek, sürdürülebilir bir yaşam tarzını mümkün kılmanın tek yoludur.Bu şekilde bir farkındanlık yaratılır ve bir bütün olarak toplum için avantajlar ortaya koyar.

Bu bağlamda doğayı korumak, evimizi, kaynaklarımızı ve gelecek nesillerin yaşam kalitesini korumak demektir. Birincil amaçları biyolojik çeşitliliğin korunması olmasına rağmen, Milli Parklarımız ülkemiz insanlarına paha biçilmez ekonomik, sosyal, kültürel ve sağlık yararları sağlayabilir.

Şifa Yolu Projesi kapsamında Güdül ile Sorgun Tabiatı Koruma Alanı arasında bir köprü vazifesi görecek olan Ekoturizm yolu önemli bir destinasyon olacaktır.



Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Eğitimi Başladı

 Tıbbi ve aromatik bitkiler yetiştiriciliği eğitimi ilk gün tamamlandı.

Derslerin açılış konuşmasını yapan Proje Koordinatör Y. Mustafa ÇETİN; "Yaptığımız alan taramasından sonra köylerde yetiştiriciliğe yönelik güzel bir içerik oluşturduk. Hem teorik ve hem pratik bilgiler içerecek. Daha sonra uygulamalarda yapacağız." dedi. Ev sahibi köylülere teşekkür ederek proje hakkında kısa bilgi verdi.

TAB Yetiştiriciliği Eğitimleri Dr. Öğ. Üy. Gülay Çoksarı tarafından yapılmıştır.

İlk derste...

Tıbbi ve aromatik bitkilerin yetiştirmeye yönelik genel bilgiler;

- fide& tohum, 

- ekim& dikim,

- toprak& arazi, 

- sulama& gübreleme ve 

- toplama& kurutma konularını işledik.

İkinci derste...

Yetiştiricilikte dikkat edilmesi gerekenleri tecrübeler ve köyün taleplerine göre konuştuk. Köyde yetişebilecek tıbbi ve aromatik bitkiler listesi üzerine istişare ettik. Tıbbi ve aromatik bitkileri ve tohumlarını tanımaya yönelik atölye çalışması yaptık. Tohumları üzerine istişareler yaptık.

Üçüncü derste...

Nane (Mentha) ve Ekinezya (Echinecea) bitkilerini işledik. Bu bitkilerin ayrı ayrı 

- Familyası, türleri ve melezleri,

- Bitkisel özellikleri,

- Ticari olarak kullanım alanları,

- Uçucu yağ bilgileri ve bileşenleri,

- Ekolojik istekleri,

- Sulama gübreleme bakım,

- Hasat ve kurutma konularını işledik.


Derslerimizin 2. gününde görüşmek üzere...


Uyarı: Tohum ekmek veya fidan dikmek için ikinci en iyi gün bugündür.


#ŞifaYolu #Güdül #Ankara #SGPTurkiye #BeslerŞifa

#BeslerŞifaAtölyesi

#YeşilOrmanOkulu

#ŞifaYolcuları

#aromaterapi #fitoterapi

#ekoturizm











© www.beslersifa.com | Her hakkı sağlıklıdır.
Coded by @suleymancetinx | ile yapılmıştır.